'IŞİD'e karşı ortak cephede savaşalım' Söyleşi: Cemil Bayık-3

25.08.2014 Vatan

Foto muhabiri arkadaşım İlker Akgüngör ile birlikte 20 Ağustos 2014 günü Irak Kürdistanı’nda Kandil bölgesindeki bir köy evinde KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık (Cuma) ile yaklaşık iki saatlik bir söyleşi yaptık. Söyleşinin üçüncü ve son bölümü şöyle:

Rojava’da size yakın olan güçler sadece IŞİD’e karşı değil El Nusra ile de savaşıyordu ama bu belli bir rutinde gidiyordu. Ancak önce Musul’un düşmesi ve ardından Şengal ve Mahmur operasyonları ile beraber doğrudan savaşa dahil oldunuz. Musul’un düşmesinden sonra Murat Karayılan’ın Erbil yönetimine ‘ortak bir mücadele’ yapmak için koordinasyon kurulması yönünde bir açıklaması vardı. Bu olumlu cevap bulamamıştı. Herkes IŞİD Bağdat’a yönelecek dediği bir dönemde Kürdistan’a yöneleceğini görmüştünüz. Sonra Barzani ile ortak mevzi de aldınız. Bu süreci biraz anlatır mısınız?

Bayık: Doğru. Aslında IŞİD’in şimdiye kadarki pratiğine bakılırsa devletlerle ciddi bir çatışması yoktur. Muhaliflerle çatışmaya girer hep. En çok da bizimle çatışıyor. IŞİD’in esas hedefi Kürt hareketidir. Kürt hareketinde de PKK’dir. Çünkü Ortadoğu’da alternatif yaratmaya çalışan tek hareket PKK hareketidir. Var olan devletli sistem içerisinde çözüm aramayan, onunda dışında çözüm arayan, alternatif geliştiren, somut olarak Rojava’da bunu bir model biçiminde herkesin önüne koyan PKK’dir. Onun için IŞİD’in esas hedefi Rojava devrimidir ve PKK çizgisidir. Genelde ise Kürtler’in bütünüdür. IŞİD büyüdü, büyütüldü. Musul’daki bir ordunun silahlarını ve bankalardan büyük paralar ele geçirmesi ile oldukça güçlendi. Biz Musul düşünce çağrıda bulunduk. Özellikle Güney Kürdistan’a, "IŞİD Kürtlere yönelecektir. Bununla sınırlı kalmayacaktır. Kürtler üzerinde tehlike gelişiyor. Bu tehlikeye karşı birlikte olarak savunma geliştirelim. Bu tehlike sadece Rojava için değildir. Bakur için de bu tehlike vardır, bütün Kürtler için de vardır. Onun için ortak bir savunma gücü, ortak bir komutanlık oluşturalım ve bu saldırıya karşı duralım" dedik. Fakat Güney yönetimi bunu ciddiye almadı. Daha sonra yeni saldırı oldu. Dikkat edilirse bu son saldırının esas hedefi Mahmur ve Şengal’dir. İlk Musul saldırısında ciddiye almadıkları gibi bu son saldırıda da ciddiye almadılar. Eğer Güney hükümeti, hükümette yer alan ve almayan partiler, siyasi oluşumlar bizim dediklerimizi ciddiye alsalardı IŞİD son saldırıda kesinlikle bu kadar ilerleyemezdi. Sonuçta kendileri en büyük zararı gördü. PKK zarar görmedi. PKK tam tersine toplum nezdinde, Kürtlerin dışındaki diğer halkların, dinlerin nezdinde de güçlendi. Çünkü Şengal’e zamanında müdahalede bulundu. Bir devletin yapamayacağı boşaltmayı, tahliyeyi yaptı.
 
Dünyada herkes IŞİD’i ve bölgeyi yakından takip ediyor. Dolayısıyla sizi de yakından takip ediyorlar. Şengal ve Mahmur’da sizin savaşçıların Barzani ile fotoğrafları var. Yabancı basında sıklıkla sizin hakkınızda tartışmalar yapılıyor. Terör listesinden çıkartılmanız tartışılıyor. Bu durum hareketiniz hakkındaki olumsuz düşüncelerin yok olmasına yardımcı olmuyor mu?

Bayık: Eğer Şengal’de bu müdahale olmasaydı ve katliam gerçekleşmiş olsaydı bunun altından ne insanlık, ne Kürtler, ne Erbil hükümeti, ne de KDP çıkabilirdi. Çünkü orada KDP ağırlıklıdır. Her ne kadar hükümet adına bulunsa da oradaki güç KDP’nin gücüdür. KDP Şengal’de hakimdi. Katliam olsaydı bu güçlerin hiçbiri bu katliamın altından çıkamazdı. Tarih karşısında suçlu duruma düşerlerdi.

Siz bir bakıma onların kurtarmış oldunuz.

Bayık: Biz aslında Kürt siyasetinin onurunu kurtardık. Erbil hükümetinin ve KDP’nin onurunu kurtardık. İnsanlığın onurunu kurtardık. Herkesin bu açıdan bize teşekkür etmesi gerekiyor.

Şengal ve Mahmur’da koşulların getirdiği bir yakınlaşma yaşandı. Bundan sonra ne olacak? Bundan sonra ortak bir hareket söz konusu mu?

Bayık: Tek başımıza IŞİD ile savaşmak istemiyoruz. IŞİD’e karşı olan bütün güçler ile birlikte IŞİD’e karşı ortak bir savunma savaşının geliştirilmesini istiyoruz. Bunu da ortak bir komutanlık altında yapmak istiyoruz.

Buna bölgesel güçler de dahil mi?

Bayık: Kim IŞİD’e karşı olduğunu söylüyorsa, kim IŞİD’in tehlikeli olduğunu söylüyorsa, IŞİD’e karşı gerçekten mücadele etmek istiyorsa ortak bir cephede savaşmaya hazır olduğumuzu söyledik ve hâlâ düşüncemiz bu temeldedir. Herhangi bir alanda güçlerimizin girip kalması, başka güçlerin oraya girmemesi yönünde bir anlayışımız yok. Biz halkın çıkarlarını, kazanımlarını korumak istiyoruz. Bu herkese yönelik bir tehlike. Sadece bize ve Güney’e değil, Ezidilere, Araplara, demokratik değerlere bağlı herkese yönelik bir tehlike. Gerçek Müslümanlara da yönelik. Herkes zarar görüyor çünkü. IŞİD’den zarar gören, IŞİD’e karşı olan herkes ile bir cephede mücadele etmeye hazırız.
 
Özellikle Batı, hareketinizin içindeki kadınları yakından ve şaşkınlıkla takip ediyor. Bir de IŞİD gibi kadın konusunda tamamen zıt bir hareket ile savaş var. Sizde kadınlar çok önde. Ortadoğu’da kadının bu kadar önde olduğu, sorumluluk üstlendiği başka bir hareket var mı?

Bayık: Sanmıyorum. Özgürlük amacı olan bir hareket kesinlikle kadının özgürlüğünü esas almak zorundadır. Kadının özgürlük düzeyi toplumun özgürlük düzeyidir. Ortadoğu’da denge tamamen erkek egemenliğinden yanadır. Ortadoğu’nun reformu, rönesansı kadının özgürlüğünden geçiyor. Kürdistan’ın çeşitli yerlerinde kadının IŞİD’e karşı yapılan savaşta ön saflarda olmasının siyasi, ahlaki ve insani tarafları vardır. Kadınlar IŞİD’e karşı gerçekten öfkelidir. Çünkü IŞİD kadın düşmanıdır. Kadını bir savaş ganimeti, bir mal gibi görüyor ve satıyor. Bunun karşısında en çok kadının mücadele etmesi gerekiyor. PKK’de kadınlar ön saflarda ise bunun da etkisi vardır.
 
 
Ocak ayının sonundaki söyleşimizde Gülen cemaatine değinmiştik. "Biz görüşmek istedik ama onlar istemedi" demiştiniz. O günden bugüne bu konuda bir değişiklik, girişim oldu mu?

Bayık: Hayır, olmadı. Hâlâ mesafelidir.

Hükümet ile Cemaat arasındaki süreç beklediğiniz şekilde mi gelişiyor yoksa şaşırdığınız olaylar oldu mu?

Bayık: Hayır, şaşırmıyoruz. İktidar mücadelesi yürüten güçler iktidarı paylaşamazlar. Mutlaka biri diğerini tasfiye eder, daha çok iktidara sahip olmak ister. Fethullah Gülen ve AKP arasında yaşanan da bu oldu. Bir yere kadar birlikte yürüdüler daha sonra iktidar mücadelesine girdiler. Bu mücadelede AKP daha avantajlıydı ve bunu iyi kullandı. Gülen hareketini oldukça sıkıştırdı. Tümüyle sonuç alabilir mi? Bu mümkün değil çünkü Gülen’in de dayandığı toplumsal bir kesim var. Tümüyle Gülen hareketini etkisizleştiremez. Cemaat’e tümüyle yönelmek AKP’nin aleyhine olur. Bunu yapacaklarını sanmıyorum. Belli kesimlerine yönelip o hareketi rakip olmaktan çıkarmak istiyor. Belli kesimleri de yanına çekmek istiyor. Böyle bir politika izliyor. AKP açısından doğru bir politika ve bazı sonuçlar elde ediyor.





Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

YAZI DİZİSİ
1 "Bizi AKP yandaşı olarak göstermek vicdansızlık" Söyleşi: Cemil Bayık-1 23.08.2014
2 "Ortadoğu’da 3. Dünya Savaşı yaşanıyor" Söyleşi: Cemil Bayık-2 24.08.2014
3 'IŞİD'e karşı ortak cephede savaşalım' Söyleşi: Cemil Bayık-3 25.08.2014

Son makaleler (10)
22.12.2024 CHP ne zaman “Türkiye’nin birinci partisi” gibi davranacak?
18.12.2024 Transatlantik: Trump Erdoğan’ı neden övdü? PYD/YPG’nin geleceği Golani’nin zor sınavı
17.12.2024 Mehmet Altan ile Türkiye’nin gidişâtı (4): Suriye’nin geleceği - CHP’li belediyelere haciz
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
15.12.2024 Murat Yetkin ile söyleşi: Meraklısı İçin Ortadoğu Kitabı
12.12.2024 Bahçeli’nin İmralı hamlesine seçmen nasıl bakıyor? Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi
10.12.2024 Transatlantik: Suriye’yi nasıl bir gelecek bekliyor?
08.12.2024 Hamas, Hizbullah ve Esad: İran’ın “Direniş Ekseni” tarihe karışırken
06.12.2024 Behlül Özkan ile söyleşi: 1982’deki Müslüman Kardeşler’in Hama ayaklanmasından bugüne
04.12.2024 Murat Özçelik ile söyleşi: Türkiye Suriye’de ne yapabilir? Ne yapmalı?
22.12.2024 CHP ne zaman “Türkiye’nin birinci partisi” gibi davranacak?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı