Üç temel aktör: Öcalan Fidan ve Erdoğan

02.01.2013 Vatan

Artıları ve eksileriyle “yeni İmralı süreci” (1)


MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Abdullah Öcalan arasında yeniden başlayan görüşmelerin 2013’e damgasını vuracağı ilk günden belli oldu. Devletin, gerek Öcalan (İmralı) ile gerekse PKK (Kandil) ile doğrudan ve dolaylı görüşmelerinin kesintili bir şekilde de olsa uzun bir süredir varolduğunu değişik vesilelerle öğrenmiştik. Bunlardan en sonuncusu ve galiba en ciddisi “Oslo süreci” adı verilen, Öcalan’ın bilgisi dahilinde MİT yetkilileriyle PKK yöneticileri arasında yürütülendi, ama tam da faili belli olmadan akamete uğratıldı.

Oslo sürecinde sert bir şekilde frene basılmasının ardından taraflar tam bir güç gösterisi içine girdi; PKK saldırılarını tırmandırır ve yaygınlaştırırken devlet de Kürt hareketinin yasal, yarı-yasal ve yasadışı kollarına karşı yoğun operasyonlar düzenledi. Bu arada Öcalan kimseyle görüştürülmeyerek bu yeni dönemin dışına itildi. Bu sert dönemin ardından kartların yeniden karıldığını, Öcalan’ın asli (ve belki de tek) muhatap olacağı yeni bir sürecin başlatıldığını görüyoruz.

Bu yazı dizimizde, “yeni İmralı süreci” adını verdiğimiz yeni dönemi incelemeye, burada bir şekilde rol alması söz konusu olan aktörlerin artı ve eksilerini tartışmaya açarak başlamak istiyoruz. Öncelikle üç temel aktöre, Erdoğan, Öcalan ve Fidan’a bakalım:

Abdullah Öcalan’ın artıları: Kürt siyasi hareketinin tartışmasız lideri olduğu için görüşmelerde son derece rahat hareket edebilir, inisiyatif alabilir. Devlet de onu yegane muhatap görüyor ve belli ölçülerde kendisine güveniyor.

Öcalan’ın eksileri: Yeni süreci istediği gibi yönetebilmek için kendi koşullarını iyileştirilmesini talep edecek ve bu da “aslında sadece kendini düşünüyor” türü spekülasyonları artıracak. Devletle varacağı mutabakatı gerek siyasi hareketin önde gelen aktörlerine, gerekse tabana benimsetmesinde zorlanabilir. Çünkü çok uzun süredir içerde ve ne kadar yardım alırsa alsın dış dünyayı tam olarak kavrayabilmesi zor. Örneğin Türkiye Kürtlerinin de giderek daha fazla milliyetçi dalganın etkisinde kalmalarını kabullenmek istemeyebilir.

Hakan Fidan’ın artıları: Gerek Cumhurbaşkanı Gül, gerekse Başbakan Erdoğan’ın güçlü desteğine sahip. Öte yandan hem Öcalan, hem de Kürt hareketinin birçok önde gelen aktörü kendisine güveniyor. Ayrıca hem teşkilatının, hem kendisinin PKK ve Öcalan ile görüşme deneyimi var.

Hakan Fidan’ın eksileri: Son MİT krizinde tanık olduğumuz gibi sevmeyeni çok ve bunların bir bölümü devlet içinde önemli pozisyonlara sahip. Ayrıca kendisinin siyasi bir kimliği olmadığı için Öcalan ile eşit bir konumda değil. Atacağı adımlarda mutlaka siyasi desteğe ve bunun kalıcı olmasına ihtiyacı var.

Başbakan Erdoğan’ın artıları: PKK’nın silahsızlandırılmasının, hem kendi siyasi geleceği, hem Türkiye’nin istikrarı için en acil konu olduğunun bilincinde. Arkasında hem çok geniş bir kamuoyu desteği var, hem de devlet aygıtını büyük ölçüde kontrol ediyor. 

Başbakan Erdoğan’ın eksileri: İç ve dış rakipleri/düşmanları onun yumuşak karnının Kürt meselesi, dolayısıyla PKK olduğunu çok iyi biliyorlar ve örgütün silah bırakmaması için ellerinden geleni yapacaklardır. Bu bağlamda, devletin tam olarak kontrolü altında olmayan bölümleri de süreci sabote edebilir. Son olarak, açılımın durmasının ardından benimsediği sert söylem nedeniyle kalplerini kırmış olduğu Kürtlerin bir bölümünü yeniden kazanması zor olabilir. Onun bu süreçte samimi olmadığı, cumhurbaşkanlığı seçimleri için zaman kazanmak istediği yönündeki spekülasyonlar bu çevrelerce benimsenebilir.

*****


Güle güle Ümit

Yıllarca onu “Ümit Enginsoy, Entivi, Vaşington” deyişiyle tanıdık ve sevdik. Çok iyi bir insandı, bir o kadar da talihsizdi. Örneğin 11 Eylül 2001 gününde ABD’de değil de senelik izin için geldiği Türkiye’deydi. Bir an önce dönmek için nasıl çabaladığı hâlâ hatırımdadır.

Daha önceden tanışıyorduk ama 2004 Aralık ayından itibaren 2,5 yıl Washington’da bir tür kader birliği ettik. Acı, tatlı bir yığın olay yaşadık. Kimi zaman tartıştık, kimi zaman paslaştık.

Sonra Türkiye’de yeniden karşılaştık. Ve şu berbat 2012 yılı, son gününde talihsiz arkadaşımızı bizden alıverdi. İyi bir insan, iyi bir gazeteciyi daha kaybettik, çok üzgünüz.

Allah rahmet eylesin.

Yarın: Türk ve Kürt kamuoylarının durumu

Dizi:
Artıları ve eksileriyle yeni İmralı süreci/7  Temkinli değil eleştirel iyimserlik
Artıları ve eksileriyle yeni İmralı süreci/6  “Kürdistan sorunu”nun figüranı değil başrol oyuncusu olma fırsatı
Artıları ve eksileriyle yeni İmralı süreci/5  Korkmaya gerek yok, Kürt sorunu Türk sorununa dönüşmez
Artıları ve eksileriyle yeni İmralı süreci/4  PKK’nın silahsızlanması: İmkansıza yakın ama pekala mümkün
Artıları ve eksileriyle yeni İmralı süreci/3  Devlet Öcalan’ı, Öcalan da PKK’yı ikna etmek zorunda
Artıları ve eksileriyle yeni İmralı süreci/2  Devlet Öcalan’ı kullanıp atacak mı?





Destek olmak ister misiniz?
Doğru haber, özgün ve özgür yorum ihtiyacı
Bugün dünyada gazeteciler birer aktivist olmaya zorlanıyor. Bu durum, kutuplaşmanın alabildiğine keskin olduğu Türkiye'de daha fazla karşımıza çıkıyor. Halbuki gazeteci, elinden geldiğince, doğru haber ile özgün ve özgür yorumla toplumun tüm kesimlerine ulaşmaya çalışmalı ve bu yolla, kutuplaşmayı artırma değil azaltmayı kendine hedef edinmeli. Devamı için

Son makaleler (10)
22.12.2024 CHP ne zaman “Türkiye’nin birinci partisi” gibi davranacak?
18.12.2024 Transatlantik: Trump Erdoğan’ı neden övdü? PYD/YPG’nin geleceği Golani’nin zor sınavı
17.12.2024 Mehmet Altan ile Türkiye’nin gidişâtı (4): Suriye’nin geleceği - CHP’li belediyelere haciz
15.12.2024 11 soruda, YPG ya kendini fesheder mi ya da feshedilir mi?
15.12.2024 Murat Yetkin ile söyleşi: Meraklısı İçin Ortadoğu Kitabı
12.12.2024 Bahçeli’nin İmralı hamlesine seçmen nasıl bakıyor? Burak Bilgehan Özpek ile söyleşi
10.12.2024 Transatlantik: Suriye’yi nasıl bir gelecek bekliyor?
08.12.2024 Hamas, Hizbullah ve Esad: İran’ın “Direniş Ekseni” tarihe karışırken
06.12.2024 Behlül Özkan ile söyleşi: 1982’deki Müslüman Kardeşler’in Hama ayaklanmasından bugüne
04.12.2024 Murat Özçelik ile söyleşi: Türkiye Suriye’de ne yapabilir? Ne yapmalı?
22.12.2024 CHP ne zaman “Türkiye’nin birinci partisi” gibi davranacak?
22.09.2024 Ruşen Çakır nivîsî: Di benda hevdîtina Erdogan û Esed de
17.06.2023 Au pays du RAKI : Entretien avec François GEORGEON
21.03.2022 Ruşen Çakır: Laicism out, secularism in
19.08.2019 Erneute Amtsenthebung: Erdogans große Verzweiflung
05.05.2015 CHP-şi Goşaonuş Sthrateji: Xetselaşi Coxo Phri-Elişina Mualefeti
03.04.2015 Djihadisti I polzuyutsya globalizatsiey I stanovitsya yeyo jertvami. Polnıy test intervyu s jilem kepelem
10.03.2015 Aya Ankara Az Kobani Darse Ebrat Khahad Gereft?
08.03.2015 La esperada operación de Mosul: ¿Combatirá Ankara contra el Estado Islámico (de Irak y el Levante)?
18.07.2014 Ankarayi Miçin arevelki haşvehararı